26 Haziran 2014

Takma Düşlerim

Bir gün uyandığımı sandım..
Olmamış.


Çok derine, az nefesle dalmışım.. Batıya doğru yüzüyorum.. Hafif de güneye elbette. O kadar kum çıkarabiliyorum ki, kendime yoruldukça bir ada yapıyorum.  Kocaman bir denizanasının göbeğine yatıyorum. Kayıp yataktan düşüyorum tabi, olmuyor. Kum iyi diyorum, kum iyi.. 
-Kumda çok uyumuşluğum var. Ve romantizme bağlamayayım ama şehirden uzak ve doğal bir yerdeyseniz yıldızlar en güzel battaniyedir.-

Uykum bittikçe kumlar dağılmaya başlıyor.. Suyun serinini tenimde hissediyor, irkiliyorum. Her uykumdan olduğu gibi, günü görmenin sevinci ve yetmeyen uyku hıncı ile, karmaşık duygulara ve suya bir dalıp çıkıyorum. Yüz yıkamaca.

Akıntıya bırakıyorum kendimi. Aşk akıntısı. En güzel aşk sulu olandır, denizdir, ıslaktır.

Omzumda bir burun hissediyorum. Bir dönüyorum "At kafası". Dünyanın en makbul erkeğiyle göz göze geliyoruz. Tek eşli ve doğurgan. Ama at.
Müzisyenmiş. Bir şarkı mırıldanıyor, notadan yüzgeçleri dans ediyor. Şarkıyı duymaya çalışıyorum;

" ♪ Kalk gidelim Küheylaaan, uçalım gayrı oyy, evimize dönelim gayrıı ♫ "

-Vayy! Barış Manço dinlemen müthiş, hümanist olmalısın..
-ATeistim. Şimdi bunu da açıklayamam. Nereye kulaçlıyorsun?
-Uyanmaya gidiyorum, geldiğim yerde çok uyuyan var, diğerlerine ağırlık basıyor böylece.."
-Günleriniz aydınlık olsun...
-Teşekkürler, umuyoruz..


...

"Yastıkla yatma denemesi 1"

Sonucunda takma düşüm. Gerçeği gibi olmuyor, düşlerin tadını alamıyorum. Öyle derler ya.

=)

0 yorum: