18 Mart 2013

18.03

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ 
اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ إيَّاكَ نَعْبُدُ وإيَّاكَ نَسْتَعِينُ اِهْدِنَا الصِّراطَ الْمُسْتَقِيمَ صِرَاطَ الَّذِينَ أنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّيِنَ


Tasarım: Baykuş
https://www.facebook.com/baykuspd
baykuspd.tumblr.com

8 Mart 2013

Hep sevinç çığlıkları olsun..
Kazanılmış haklar olsun.. 
Şiddet makyajlaştırılarak kapitalizme yem olmasın..
Çağla birlikte modern cinsiyet tanımlamaları kafalara otursun..
Kukusu olan her türlü dart tahtası olmasın..
Artsın eksilmesin
Taşsın dökülmesin
Hepimize yarasın
Kutlu olsun.

                                                                               

6 Mart 2013

Hugo Chávez


"Dünyanın büyük tahripcisi ve en büyük düşmanı... ABD-emperyalizmi tarafından temsil ediliyor. "

‎"İnsanlık açsa, açıktaysa, yoksulluk ve sefalet içinde acılar çekerek yaşıyorsa bunun tek sorumlusu ABD canavarının beslediği soysuzluktur. Yeneceğiz, vicdanlı insanlar mutlak galip gelecekler"

‎"Ülkemdeki çocuklar et yediğinde, bende oturup keyifle yiyeceğim."


Huzur bulsun..

         

4 Mart 2013

Müslüm Gürses ♪

Allah rahmet eylesin..
2008'e kadar hiç dinlemedim diyebilirim. Benim için şarkı söylemeye üşenen, sanki metronom tıkı hızlı olsa söyleyemez bir sesti. 2008'den sonra da tek dinlediğim 'Sensiz Olmaz' şarkısıydı. Bülent Ortaçgil'in 'Sensiz Olmaz'ı...
Üniversitede müzik zevkine çok güvendiğim bir arkadaşımın bilgisayarında Müslüm Gürses'in 'Aşk Tesadüfleri Sever' albümünü görünce çok şaşırmıştım. Vardır bir bildiği deyip, dinlemeye çalıştım ama başarılı olamadım. Bana göre değildi. 
Sonrasında müzik sosyolojisi konusunda okumalar yaparken, Müslüm Gürses kitlesi, jiletleme konularında yapılan araştırmalarla karşılaştım. Ülkemizde kendi büyük marjinal kitlesini yaratan müzik insanları yok diyebiliriz. Kendisiyle ilgili böyle bir araştırmanın olmasıyla ikinci kez temas oldu. Ama yine üzerinde çok durmadım. Köyden kente göç etmiş ve şehir kültürüne uyum sağlayamayan insanların oluşturdukları arabesk kültürün starlarından biriydi. Bu starlar genelde var olan soy isimlerini pozitif sıfat+ses ile oluşturdukları birleşik kelimelerle değiştirirlerdi...
Arabesk müziğin karamsarlığı insan bünyesine zararlıdır. Korku filmi izleyip korkmak, acı yeyip yanmak, arabesk dinleyip ağlamak gereksizdir. Hayat güzeldir, ortalama 70 yıldır, hayatın getirdikleri dışında olumlu deneyimler yaşamaya programlanılmalıdır.  Empati önemlidir ama müzik bir terapi aracıysa eğer pozitif olmalıdır. Böyle düşünürüm hep. 
1968 yılında , çıktığı ilk büyük Anadolu turnesinde geçirdiği kazayla ilgili şu paragrafı okudum:
‘‘O kazada şoför öldü… Beni de öldü sanmışlar zaten… Sonra alıp hastaneye götürmüşler… Ben ölümü yaşadım aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah’ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede ölebilir ya da kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi bir şey taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto kokusu veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok ağır işitirim… Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…’’
İşte benim 'Sensiz Olmaz'ı dinlerken etkilendiğim tek şey bu oldu. Duyularına söylüyormuş gibiydi.. O şarkıyı hiç bıkmadan dinlerim. O acıyı kaybetme korkusunu duyumda yaşarım. Koku yok, paralelinde tat, %50 işitme kaybı.. Sensiz olmaz diyebileceğim 5 duyudur..  
Bir hafta öncesinde asılsız ölüm haberini almamızda da babamın yorumundan ayrıca etkiledim: "2. kez öldü sandılar, insanlar..."


1 Mart 2013

Marteniçka ☼

Baharın gelişinin Bulgaristan kültüründeki mis kutlamasıdır. Kırmızı ve beyaz renkte iki ipin bükülerek hazırlandığı bileklikler ya da farklı şekillerde broşlar olabiliyor. Bu kültürdeki insanlar 1 Mart tarihinde birbirlerine hediye ederler ve iyi dileklerde bulunurlar. Marteniçkalar bölgelere göre kırlangıç, leylek, turna veya martı görülene kadar üzerinde taşınırmış. Sonrasında da çiçek açmış bir ağaca bağlanır ya da bir suya bırakılırmış.
Bir rivayete göre "baba marta" ya da "marta nine" denilen, baharın gelişini simgeleyen kişinin gelişini kutlamak, onu karşılamak için takılırmış.
Diğer bir rivayet ise bir kış ayında savaşa giden erkeklere kadınlar şöyle demiş; “Kazanırsak güvercinlerin ayağına beyaz, kaybedersek siyah ip bağlayın, haberiniz sizden önce gelsin”. Savaştan sonra güvercinler bileklerinde beyaz iplerle dönmüş. Fakat ipler kan lekeliymiş. “Savaşı kazandık ama çok can, çok kan kaybettik” anlamındaymış.
En önemlisi ise "Pijo ve Penda" adı verilen kuklalarmış. Beyaz renk uzun ömrü, kırmızı renk ise sağlık ve gücü simgelermiş.
Meyve ağaçlarına, evlere ve ev hayvanlarına takılanların anlamı, tarım yılının bereketli ve verimli geçmesi dileğiymiş. Çiçek ağacına bağlanan ise yaklaşan baharı simgelermiş.
En eski marteniçkalar, kırmızı ve beyaz iplikler bükülerek, nazardan korunmak için insanlara ve hayvanlara takılırmış. Bazı yerlerde iplere altın ve gümüş paralar bağlanarak hastalıklardan korunma dileğinde bulunulurmuş.
14 Şubat sevgililer gününden sonra tüm dükkanlarda marteniçkalar satılmaya başlanırmış. 1 Mart günü nerede ve kimleysen hediye edilirmiş. Gençler arasında da çok yaygınmış. Ne kadar çok marteniçkan varsa o kadar dosta sahipsin anlamına gelirmiş. 
Güneşli bir cuma ile başlayıp bize 5 adet cuma, cumartesi ve pazar sunan 2013 martı hoş gelmiş. 

Bu da bilişim çağı marteniçkası =))