27 Mart 2015

Değ ☞☜

İlhan Berk:
"Bir insan isterse, size sesiyle sarılabilir."
Zeynep Erdim:
"Gelsin sarılsın."

Dokunmayla ilgili ülkemizde enteresan bir durum var.
Bazılarına dokunsak ağlayacak.
Bir kısmının abdesti kaçacak.
Çoğuna dokunursak 1000 yıl yaşayamayacağız ve kesin 1000 ah işiteceğiz.
Dişe dokunur çok konu var. Bunların kılına dokunmuyoruz. Farkında olanların gururuna dokunuyor, namusuna dokunuyor.
Dokunulmazlığa sahip, varoluş değerinin dışında bir değere sahip olmayanlarla aynı zamana denk geldik. İdare ediyoruz. Değer bindirmiyoruz. Müsait bir yerde inseler.. 
Dokunmatik cihazlar hissi basitleştirdi mi? Karar veremiyorum aslında. Hissederek bir şeyler yapmayı severim. Mesela yemek eldivenle falan yapılmamalı. Plastiğin temas ettiği besini yemektense birinin elinin değdiği yemeği tercih ederim. O nasıl bir hijyendir? Kanserojen hijyen.. Batının icatları, kelimeleri. Doğu zengin. Zenginlik manevidir. Doğuşta şükür vardır, batışta isyan.
Bu, telefon, bilgisayar olaylarında da böyle. Aracı yok gibi. Ekranı okşarsan telefon sana kendini açacaktır. Tam olarak böyle de değil. Cihaz fetişi gibi değil. 
O sürekli şuursuz dokunuşlar bizi histen uzaklaştırdı mı? Belki de hissiz miydik? Mesela gözleri kapatıp elinize verilen bir meyve ya da sebzenin dokusundan tanımaya çalışma egzersizi, normalde, "bakan ve hissiz" olduğumuzu yüzümüze vurur. İşte bu noktada ,büyütürsek bakışı, sürekli temasta olduğunuz şeyleri ne kadar hissediyorsunuz? 3 Koltuğa dokunsanız hangisi size ait olan tanır mısınız? Aile bireylerinin yanaklarıyla, arkadaş yanaklarının ayrımını yapabilir misiniz? Gözümüzün yanında hislerimizi de kocaman açmalıyız.
Bizler değmek yerine değnek tercih edilen bir zamandayız. Dürtmek değil dokunmak önemli.
Ağaç ve taşın enerjisi çok güzel. Kaplumbağanın. Kedi patisinin. Suyun. Kadifenin. Sardunya yaprağının. Denizanasının. Kumun. Unun. Bir fotoğrafın. Saçın. Bebeğin. Annenin, babanın, kardeşlerin. Zamanın. Anın. Rüzgarın. Güneşin. Canın..
Güzel bir dokunuş etkisiyle oluşacak dalgalarda sörf yapacak bir çok insan vardır. Onlara bu fırsatı verin. 
Merhaba ile, masaj ile, sevgi ile, soru ile..


Cumaya dokunun. Cumartesi sörf. Pazar size dokunur.
İkinci Yenicilere dokunun. Hisleri çok güzel.

Son olarak Dokunmayın Şabanıma.
"İyi dans bilirim, kibar fakat çok sertim, o biçim ısrar ederim."

5 Mart 2015

O Filie O

Eğlenceli martlar.

Bir kedi şarkısı ♪
Avaz avaz bağırdım
Mart mart mart diye
Mart the rock, mart mart the rock! ♫ 

Güneşle öpüşmelere başladığımıza göre nasıl günlere doğru gideceğimizi düşünmek beni çıldırtıyor. Gelsin %100 penye tişörtler, terlikler, d vitaminleri..

Tespit aydınlanması yaşadım. Özenle paylaşıyorum;

Yaş olayları her dönem insanların, çoğu şeyde olduğu gibi, mızmızlık ettikleri bir konudur. Bilinç gelene kadar sorun yoktur. 2 Der 5 gösterir, 4 dersin inanır, Allah 1'dir, hakkı 3 'tür, ayağının 6 otuzaltıdır.. Sonra olaylar başlar.. Aslında ağzımızda başlar, dudağımızda. Belki. Bilmiyorum. 10 Yıl aynı halaybaşına sahip olan yaşlarla anlatacağım:

10'lu & 30'lu, Yaşlar; 
Bu yaşlarda yaşımızı söylerken ağzımızın aldığı şekil bu. 
10'lularda Büyüme şokları, büyüyememe oflamaları. Ergenlik, ilkler.. Ooo sıkıntı.
30'larda ise geç kalmışlıklar, erken yaşanmışlıklar, eksikler, hayatı anlamlandırma.. Ev, araba, sigorta.. Hayır doğa.. Oh ya da oy ünlemleri gelebilir. Geleceği varsa göreceği vardır..

20'li & 40'lı & 70'li & 80'li & 90'lı Yaşlar;

Gördüğünüz üzere salak bir gülümseme var. İhi ihi gibi. Ya da "İnş cnm yea" der gibi. Böyle gevşek ya da gevrek mi işte neyse. Eğlenceli yaşlar o yüzden. Değişik kafaların yaşandığı. Mesela 20'ler en enerjik, çılgın zamanlardır. Delikanlılık dönemleri. 40 Yaş civarı ise hayatınıza giren durumları gülümseyerek karşılıyormuş havası vermeye çalışan bir mimik. Tamam gerçekten gülümsüyorsunuz, tamam tamam. 70, 80, 90'lar ise alzaymırın etkisiyle içilen pasifloraların rahatlamaları :D Ouu ben kimim? Orada ince bir tedirginlik olduğundan ağız tam açık değil. 

50'li Yaşlar;

Eee ne var canım yarım asırlıksam? Hehehe ee. Toruna ninni söyleme dönemleri "ee bebeğim eee eee.." Bir çok şey kazanılmış ve başarılmış. En yüksek noktalardan biri sanırım. Manevi olarak. "Ehe torunu alıp yazlığa gitçez bis =) "

60'lı Yaşlar;

Biraz şaşkın zamanlar. Algıların değiştiği, fiziksel&zihinsel yetilerin küçük küçük tatillere çıktığı zamanlar. Hayatındaki ölü sayısı artmaya başlamış.. Aa o da mı? Aaa. Aa.

Bunları uydurmak çok eğlenceliydi :P
Uyduruk olmayan bir şey varsa o da en iyi selfiyi çekenin bir fil olabileceğidir.
Bunun konumuzla alakası yok.
30'lardayım, oyh =)