7 Kasım 2014

Güncek

Servisler kaldırılacakmış.
Metro, metrobüs, tramvay güzergahlarında oturanlar bu araçları kullanmak zorunda olacakmış.

Trafiği rahatlatabilir.
İşsizliği de arttırabilir.
Tacizi de.

Sabah saatlerinde zaten var olan aşırı yolcu yoğunluğuna, trafik yoğunluğuna sebep olan, her servisteki ortalama 20 kişi eklendiğinde, rahatlayan ancak birkaç fortçu olur. Çok uzun bir cümle, evet. Silmeyip kısalarla devam edeceğim.
İstanbul insanlarının sabahları toplu taşımalara kendilerini taşıtmaları çok güç bir iş. Her yer o kadar yoğun ki! Servisle işine ulaşıp trafikte oyalananların -hiç olmazsa- arkası sağlam.

Ülkemizde arka önemli.

Şimdi bu bir sürü insana bir de servistekiler eklenince ne olacak? Nasıl binecekler? Nereye dayanacaklar? Kimler dayayacak?
Tatlım bunları düşünmüyor musunuz?
Düşünüyorlar.

Diyecekler ki;
“Heyy heyy bacım tacize uğramışsın bu senin sıkı kalçalarından kaynaklı! Bu senin dar kotundan kaynaklı! Geyikli taytının boynuzlarına takılmış adam! Ugglarının sıcaklığıyla mayışmış! Parfümün etkileyici kokuyormuş! Saçların elektriklenmeyle sakallarına sarılmış! Adam naapsın?”

Diyecekler ki;
“Heyy heyy bacım biz vaktiyle sizin arkanızdaydık. Biz dedik pembe metrobüs yapalım, yumuşak yumuşak gidersiniz. Siz ne yaptınızzz? İstemedinizzzz! O zaman yapacak bir şey yok!”

Suçlu yine mağdur olacak. Kılıf önemli, minare ve çalan.. Bunlar önemli buralarda.
Sonra pembe metrobüs gelecek. Sonra pembe yollar… Değişik renk ayrımcılıkları. Iyy.
Peki servis şoförleri ne olacak? Çoluk çocukları? Muhtaç olmayan böyle bir işi tercih etmez sanırım bu cehennemde. Onlara da bulunacak işi tahmin ediyorum;
“İttirici”
“Sığdırıcı”
“Sıkıştırmacı”
"Tıkmacı"
Yok yok. Bunlar çok kaba olur. Batıdan kelime eklemeli. Kesin şöyle derler;

“Zip Görevlisi”


Olaylar kahverengiye yol alıyor yine.

Saray camlarından kaka yapıyorlar, şemsiyesiziz.