21 Ekim 2014

Haftanın İçi

Rüyamdaki balık süt banyosu yaparken öldü.
Çünkü yaşlıydı.
Eti bayatlamış.



Dünyanın sesi çok yüksek. Mars veya Venüs oklavayla vuracak. "Şşşt!" Sonra olaylar..

Zor günlerden geçiyoruz. Temeller atıldığında demirin eksik olduğunu anlayan "bilmem kaç kişi" bulabilir misiniz?

Demir eksikliği belirtilerini göstermeye başladık;

Yorgunluk ve enerji azlığı: Totomuzu kaldırmıyoruz. En büyük hareketimiz "tıklamak".

Asabiyet: Gerginiz. Aşırı şiddet, vahşet, felaket içeriyoruz.

Yiyecek dışı şeyleri yeme isteği: Birbirimizi yiyoruz, başımızın etini yiyoruz, taşın kökünü, zıkkımın pekini yiyoruz. Terlik de yiyoruz. Çocuklar evde yorganları yiyor. (Bunlar hep ekonomi.)

Odaklanamama: O kadar çok olay var ki, tek odaklanabildiğimiz "Kendi Kıraş".

Tırnaklarda kırılmalar: Bu kadar tırmalarsak tabi..  KPSS, ÖSYS, LYS, ALES, abes. Trafik, HESler, savaşlar..

Unutkanlık: Çernobil'i hatırlıyor musunuz? Soma'yı? Hatırlamıyorsanız ananızı alıp gidin afedersiniz. Yani kalbiniz kurumuş.

Kulak Çınlaması: Uuu söven sevene. Sağ mı, sol mu?

Bunlar gösterdiğimiz belirtiler. Şunlar da göstermediğimiz belirtileri;

Kabızlık: Dünyaya çok güzel .ıçıyoruz. Kabul edelim.

Bağışıklık düşmesi: Bağışıklığımız her duruma, koşula, lafa, söze artmış durumda. Değişik bir şey olduğunu bile farketmiyoruz bazen.

Saç dökülmesi: Kelin merhemi var, kafasına göre paylaşıyor.

Kalitesiz uyku: Çok güzel uyuyoruz? Uyumaktan omur aralıkları açılıp boy atanlar var. Yüksekten bakmayı seviyoruz tabi.

Bu hafta içi de geçse değil mi? Haftaların içi geçik zaten. Çürümüş, kokuyor.

Güneşli günler.


Brian Wildsmith çizmiş.

2 Ekim 2014

Gassal Teyzeyle Gelen Aydınlanma Olayları ☼

Bir gün yine yüreğim ağzımda..


Değil tabiki. Soğukkanlıyım. Kansızım aslında. Anemi. Pekmez varsa yerim.

Üniversite son sınıfta, tez zamanı, sürekli "Duman" dinleyip anketlerden boğulduğum bir dönem vardır. Mühendislik fakültesinde yaptığım anketler, incik cincik sonuçları, SPSS.. Sayısal bilimcilerle sağlıksız iletişim.. Yorumlamalar, sinir bozucu sonuçları, kahve, duman, Duman..

İşte öyle sürekli birbirinin fotokopisi günlerde iç organlarımı kusma hissine kapılabiliyorum. Üşütürsem ağzıma böbreğim gelebiliyor, sıkıldıysam kalbim.. Bunlar tamamen somutun soyut hissedilmesi hali gibi. Neyse ne. Hiç bir iç organımı kusarak kaybetmedim çok şükür. Hepsi ağzıma geldi, geri yuttum. Yerim.

Kuzey cepheliler var. Soğuk insanlar. İçi sıcak değil ki seni ısıtsın. İşte elerken kuzey cepheyi yok ediyoruz. Güney cepheye bakanların balkonu dişleridir. Gülümser ısıtır. Sizin cepheniz hangisi diye 17 soruluk anket hazırlamadım tabi ki işim olmaz da az çok bir çıkarım yapabilirsiniz diye düşünüyorum. 

Bunu ilk düşündüğümde bir gasilhanede babaanneme su tutuyordum. Gassal teyzemizin cephesi kuzeydi. Gassal ölü yıkayanlara deniyor. Gasil ölü yıkama işi. 

Bizden 2 kişi istedi yardıma. Kıyafet verdi. Kuzenimle gittik. Amerikan filmlerinde bir pizzacıda işe başlamış gibiydik.

Sert bir şef : Gassal Teyze. 
2 Çırak : Kuzenim ve ben..
İş Tanımı : Babaannemin son banyosu.

Gassal teyze, böyle hani şefler "Hadi oyalanmayın!" deyip iş kıyafetlerini karnına doğru atar ve bir refleksle yakalamak zorundasındır ya, işte bize öyle yağmurluk tarzı bir şeyler attı. O anda acımızı falan unuttuk sanırım. Baya her şey organizeydi, ve bizim işi hemen kapmamız gerekiyordu. Bir kez yapacaksın ve iyi iş çıkarmalısın. Otoriter öğretmen Gassal Teyze.

-Sen suyu tut!
-Sen sabun ver!
-Örtüyü açmıyoruuzz! Örtüyü çok açmıyoruzzz!
-Suyu sıçratıyorsun!!

Gassal kadın soğuk ve karanlıktı. Güneş almamış.. Eğitim alsa iyi bir yönetici olabilirmiş aslında. Belki de cerrah olabilirdi. Ya da adli tıp uzmanı falan.. Belki de böyle kalıp biraz psikolojik destek alabilir. Kayıp yakınlarına nasıl biraz daha ılımlı yaklaşılır diye. Yaptığı iş de zor kabul ediyorum. İnsanları olduğu gibi kabullenerek böyle anlar yakalamaya da bayılıyorum. Bağlaç olan -de, -da 'yı da çok kullanıyorum. Şimdi farkettim, rahatsız oldum da (!) değiştiremeyeceğim. Bir sonraki yazımda bunun üzerine düşüneceğim. Pardon. Konu dağıldı.

Paylaşmam gereken çok önemli bir bilgi var bu konuyla ilgili :

Dedeniz nineniz param yok diye size bayram harçlığı falan vermiyorsa, elinde olana o benim kefen param diyorsaaaaaa.. O günler geçti!

Belediye ölüm setine hiçbir ücret ödemeden sahip olabiliyorsunuz. Beleş kefen, sabun, sünger, pamuk, karanfil, gülsuyu, kına falan çıkıyor içinden.. O kadar güzel bir paket ki ölürsünüz!

Buradan babaannem ve diğer tüm ölülere rahmet diliyorum. 

Ölüm bizdendir.

Kimileri için Söğütlüçeşme metrobüs durağıyken kimileri için Avcılar durağıdır. Nasıl yolculuk ettiğimiz çok önemlidir.