Bir çuval yarışına katıldım. Tam 6 ay sürdü. 6 Ayda bacaklarım daha da kuvvetlendi. Neyse ki bitti.. Biraz dinlenip daha güçlü devam edebilirim. Onca süreçte zıplarken, ilerlemeye çalışırken çok uyku biriktirdim. Sanki böyle bir sürü uyusam da bitmezmiş gibi. Temmuz sonu yarış bitti. Çok kazanan vardı, ben de kazandım. O mutlulukla kendime bir kavanoz nutella ısmarladım. Eve gittim ve uyudum. Yaklaşık 20 saat. Uyandığımda boyum 1.83 falandı. O yüzden yüzümü yıkamaya giderken zorlandım, kapı geçişleri, lavabo boyu.. Sırtımda enteresan bir şeyler hissettim ve döndüm arkama baktım aynadan. Uyumaktan sırt kaslarım gevşemiş, gevşemişş.. Omurların arası açılmış. Oradaki boşluklara da saksı, vosvos bibloları, birkaç tencere, tava konmuş. Şok oldum. 1.83 Olma pahasına bu saçmalıklarla yaşayamam vücudumda dedim ve silkelendim. Yere düşüp kırılmak yerine uçuştular. Hmm dedim psişik bir şeyler. Banyo camının baktığı boşluktan çıkarken gördüğüm tencere, tava göz altına alındı. Çünkü tüm dairelerin banyo camının boşluğu aynı yere bakıyordu, kıl komşularımız vardı ve emir büyük yerdendi. "Çapulon, sen her şeyi düşünürsün" dedi bir kadın.
Bir okul öncesi repliği: Şikayet yok! Şikayet yok!
Şimdi tatil zamanı. Yağmur da yağsa, dalmadan, ıslanırken yüzebilirim. Aşağılar bulanık oluyor. Dalınca da gözlerimi açmadan duramayınca da kumlar kaçıyor. Allah korusun retinamı çizer. Fobi olabilir. Annem bana gebeyken birçok kez dışarı çıkmış. Bir keresinde kum fırtınası başlamış, sur içinde. Hemen eve dönmüş. Ondan..
Aklı sabit olmayan kumdan işkillenirim. Şuursuzca gezinir havada, suda. Rüzgara kapılır, dalgayla savrulur. Görüntüyü bulanıklaştırır. Kum kiminin elinde kale olur, kiminin elinde avm temeli..
Güzel zamanlar olsun. Ahlaklı, erdemli, bilinçli, sağlıklı ve çılgın.